- Keops Piramidi
- Rodos Heykeli
- İskenderiye Feneri
- Babil’in Asma Bahçeleri
- Olimpos’taki Zeus Heykeli
- Halikarnas Mozolesi
- Efes’teki Artemis (Diana) Tapınağı
Bu yapıların seçimi hem mimarîleri hem de mühendislikteki mükemmelikleri sebebiyle yapılmıştır.
1. Keops Piramidi: Bu yapı, bugün hâlâ var olup dünyanın yedi harikası listesinde bulunan tek yerdir. Şu an Kahire, Mısır’ın bir parçası olan eski Keops kentinde yapılandırılmıştır. Çoğunlukla bu ifadeyle tüm piramitlerin kastedildiğine inanılır ancak yalnızca Keops Piramidi dünyanın yedi harikasından biri olarak gösterilmektedir. Bu yapı, Mısır firavunu Khofu (Keops) tarafından yatacağı son yer olarak inşa edilmiştir. Bugün piramit Keops Platosu bölgesinde diğer piramitler ve Sfenks’le turistik bir alanda bulunmaktadır. Yapıldığı sırada bu piramit yaklaşık 146 metre uzunluğundaydı. Seneler içinde yukarıdan yaklaşık 9 metresi aşındı. Bu piramitte her biri iki tondan daha ağır olan iki milyon taş kullanıldı. Piramidin içinde gömü odalarına giden ve buralardan çıkan karmaşık koridorlar ve sütunlar var. Piramitlerin gözlemevleri ya da tapınaklar olarak yapıldığına dair pek çok teori bulunmaktadır. Ancak çoğunluğun kabul ettiği sonuç, tüm piramitlerin Mısır kralları ve ailelerinin sonraki hayatlarının başlangıcına kadar kalabilecekleri mezarlar olarak yaratıldığıdır.
2. Rodos Heykeli: Bu dev heykel yıkılmadan önce yalnızca 56 yıl ayakta kalabildi. Yapı yaklaşık olarak 33 metre uzunluğundaydı ve Yunanistan’daki Rodos Adası limanının girişinde yer alıyordu. Heykelin liman üzerinde iki bacağı açık pozisyonda durduğu yaygın bir inançtır ancak heykelin büyüklüğü ve limanın girişine dayalı olarak yapılan modern araştırmalar bunun doğru olmadığını göstermektedir. Asıl yapının tamamlanması 12 seneyi buldu ve M.Ö. 282’de bitirildi. M.Ö. 226’da kuvvetli bir deprem hem kenti hem de heykeli sarstı ve dev heykeli dizinden itibaren kırdı. Mısır’dan III. Ptolemy, Rodoslu insanlara heykelin restorasyonunun yapılması için para teklif etti ancak heykelin yapılmasını yasaklayan bir kahine danışıldıktan sonra insanlar bu işle ilgilenmeye yanaşmadı. Arap istilacılar kalan parçaları saklayıp M.S. 654’te satana kadar heykel enkaz hâlinde kaldı. Heykelin asıl biçimi ve görünümünü gösteren çizimler kalmadıysa da pek çok sanatçı heykelin bir çizimini yapmıştır. Yapıyla ilgili olarak alt kısmının beyaz mermer, demir ve taştan bir çerçeveyle yapıldığı biliniyor.3. Halikarnas Mozolesi: Halikarnas Mozolesi M.Ö. 350 yıllarında bugün bizim Bodrum dediğimiz (Halikarnas) güney bölgemizde yapılmıştır. Yapı, Karyalı Kral Massollos tarafından ölümünden sonra eşi ve kendisinin mezarı olarak kullanılması için inşa ettirilmiştir. Mozolenin uzunluğu 42 metreydi ve her boyuttan insan ve hayvan işlemeleriyle süslenmişti. Tasarım mimarlar Satyrus ve Pythias tarafından yapılmış, işlemelerse Bryaxis, Leochares, Scopast ve Timotheus’un elinden çıkmıştı. Onların her biri dört duvarından yapımından sorumluydu. Mozole 1600 sene boyunca ayakta kaldı ancak büyük bir depremle çatısı ve sütunları zarar gördü. On beşinci yüzyılın başlarında bölge istila edilince yapı tekrar zarar gördü. Bu sefer mozolenin taşlarıyla dev gibi bir kale yapıldı. Bu kale Bodrum’da hâlâ yerini korumaktadır. Mozole yapısının tek kalıntısı temelidir. Mozoleden kurtarılan bazı heykelcikler, Londra, İngiltere’deki British Museum’da sergilenmektedir. Mezar yeri anlamıyla anılmaya başlanılan mozole terimi, ismini Kral Massollos’tan alır. Kendisi bu yedinci harikayı son dinlenme yeri olarak yaptırmıştır.
4. Efes’teki Artemis Tapınağı: Artmesi Tapınağı, ülkemizdeki Efen antik kentinde yer almaktadır. M.Ö. 550 senesinde tanrıça Artemis(Diana) adına yapılmış ve hem dinî bir tapınak hem de Pazar yeri olarak kullanılmıştır. Bu tapınak baba-oğul mimarlar olan Chersiphron ve Metagenes tarafından tasarlanmıştır. Çini kaplı ahşap çatısıyla bu mermer yapı, dev bir bahçeye bakıyordu. Tapınakta zamanın en hünerli sanatçıları tarafından yapılmış heykel ve resimler bulunuyordu. Temeli yaklaşık 60 metreye 120 metreydi ve kolonları da 12’ye 18 metreydi. M.Ö. 356’da tapınak yakıldı. O dönem aynı temel üzerinde restore edildi ancak ikinci heykel de M.S. 262’de yine bir yangınla kül oldu. Sonrasında yeniden bir restorasyon işlemi yapılmadı. Tapınağın birkaç kalıntısı bugün Londra, İngiltere’deki British Museum’da sergilenmekte.
5. Olimpos’taki Zeus Heykeli: Olimpia’daki Zeus heykeli, Yunan heykelciliğinin en önemli eserlerinden biri olarak görülür. M.Ö. 457 senesinde heykeltıraş Phedias tarafından Olimpos antik kentinde (Atina, Yunanistan) inşa edilmiştir. Burası orijinal Olimpiyat oyunlarının yapıldığı bölgeydi. Heykelin uzunluğu 12 metre kadardı ve altın rengi cüppesiyle sağ elinde Zeus’un elçisi Nike (zafer) işaretini yapan tanrı Zeus’u tahtında gösteriyordu. Heykel, Zeus Tapınağı’nın içine yapılmıştı. M.S. I. yüzyılda Roma imparatoru Caligula, heykelin Roma’ya taşınmasını emretti. Ancak heykeli nakletmek için kullanılan yapı iskelesi yetersiz kalıp çökünce bu teşebbüs başarısızlığa uğradı. M.S. 351’de Olimpiyat oyunları pagan inancı sebebiyle yasaklandı ve Zeus Tapınağı kapatıldı. Bu dönemde heykel bir grup zengin Yunanlı tarafından Konstantinopolis’e taşındı ve M.S. 462’ye kadar orada kaldı. Daha sonra yangınla yok oldu. Tapınağın olduğu bölgede yalnızca birkaç yıkık kolon durmaktadır.
6. İskenderiye Feneri: Pharos Feneri’nden İskenderiye Feneri, M.Ö. 270 senesinde inşa edilmiştir. İskenderiye, Mısır limanındaki Pharos adasında bulunmaktadır. Mimar Sostratus bu feneri Kral II. Ptolemy saltanatında tasarlamıştır. Fenerin uzunluğu yaklaşık 121 metreydi ve doruk noktasında bir Poseidon heykeli vardı. 1500 seneden fazla bir süre için fener denizcilere kılavuzluk etti ve yedi harikanın en son kaybolanı oldu. Fenerin en üstünde bir ayna gün içinde güneş ışığını yansıtıyordu. Geceleriyse dev bir ateş denizcileri yönlendiriyordu. Fenerin yansımasının kıyıdan 56 kilometre uzaktan dahi görülebildiği söylentileri vardır. 1303 ve 1323 senelerinde gerçekleşen iki deprem, fenere kötü biçimde zarar vermiştir. 1480’de fenerin taş ve mermerleri, fenerin olduğu yere dikilen bir kale için kullanılmıştır.
7. Babil’in Asma Bahçeleri: Babil’in Asma Bahçeleri’yle ilgili olarak pek çok çelişkili ifade vardır. Bazı tarihçiler bu harikanın var olduğundan dahi şüphe duyar ve eski hikâyecilerin bir uydurması olduğunu düşünür. Tahminen M.Ö. 600’de kurulan bu bahçelerin aynı zamanda buranın sulanması içinde kullanılan Fırat Nehri’nin doğu kıyısında olduğu söylenir. Bu bölge bugün Bağdat, Irak olarak bilinmektedir. Aynı zamanda Kral Nebukadnezar’ın egzotik ağaçlar ve yeşillikleri çok seven en beğendiği eşi için bu bahçeleri yaptırdığı da söylenir. Asma Bahçeleri çoğunlukla içinde her türlü egzotik bitkiyle çiçeğin yetiştirildiği birkaç teraslı ve şelalesi olan yerler olarak resmedilir. Bu bölgeye aynı zamanda egzotik hayvanların da ithal edildiğine inanılmaktadır. Bahçelerin varlığına inananlar arasında boyutu konusunda hâlâ bir anlaşmazlık vardır ancak pek çok eski Yunan yazması, bahçelerin 37 metre kare olduğunu ve uzunluklarının da 30 metreye ulaştığını söyler.
Yorum Gönder